Blogger Anneler Neşe Erberk ile Buluştu

Posted by Burcu U.Ç. on 21 Ekim 2014 Salı. Filed under: , ,
No Comments »


Neşe Erberk ile Buluştuk,
Tursil Power Jel ve Temizlik Hakkında Konuştuk… 

Geçtiğimiz hafta Henkel'in yeni nesil çamaşır deterjanı Tursil Power Jel’i blogger’lara tanıtmak üzere, marka yüzü Neşe Erberk ile birlikte keyifli bir etkinliğe katıldık.
Neşe Erberk' in tecrübeleri ve güler yüzüyle sohbet havasında geçen Tursil Power Jel ile tanıştık. Özel Neşe Erberk İlköğretim Okulu' nun ev sahipliğini yaptığı etkinlikte bloggerlara Tursil Power Jel in hem renklilerde hem beyazlardaki etkilerinden bahsedilirken, çocuklarda hijyen konusunda anneler tecrübelerini paylaştı.

Tursil Power Jel in farkından kısaca bahsetmek gerekirse;
Tursil Power Jel hem renklilerde hem de beyazlarda gücünü gösteriyor.İçerdiği optik beyazlatıcılar sayesinde renklileri ağartmadan pırıl pırıl yaparken, beyazlarda da üstün performans sağlıyor. Böylece hanımlar, renklilerde ve beyazlarda aynı deterjanı kullanmanın rahatlığını yaşıyor. Tursil Power Jel, sevilen leylak ve taze kır çiçeklerinin kokularını da doğadan çamaşırlarınıza ve evinize getiriyor. Ürün, sıvı formülü sayesinde çamaşır makinesinde toz deterjanların bıraktığı gibi kalıntı bırakmazken, çamaşırlar üzerinde toz kalıntısı problemini de ortadan kaldırıyor.

Hemen denemeye başladım. İlk izlenimim olumlu. Öyle kokusu çok ağır değil, hafif temiz kokuyor çamaşırlarınız. Jel formları da çok daha kullanışlı bence, artık toz deterjanlar mazide kalacak gibi. Siz de jel deterjanları denemekten çekinmeyin, sonuçtan memnun kalacaksınız!








 



Edirne kaçamağı

Posted by Burcu U.Ç. on 10 Haziran 2014 Salı. Filed under: , ,
No Comments »

Mayıs ayında birkaç günlüğüne biraz hasret gidermek birazda hava değişikliği ve İstanbul' dan uzaklaşmak için Kırklareli' ye ailemin yanına gittik. Hava yağışlı olduğundan çok fazla plan yapamasakta her fırsatta attık kendimizi dışarı. Kırklareli' yi görenler bilir çok gezebileceğiniz yada uzun uzun vakit geçirebileceğiniz yerler yok ne yazık ki! İşte bunlarıda düşünerek İstanbul' dan gelen arkadaşlarımızla soluğu Edirne' de aldık. Çocuklarla yapılacak en güzel şey açık hava park bahçe deyip tarihi yerlerini gezmek yerine Meriç Nehri kıyısına geçtik. Uzun zaman olmuştu gelmeyeli. Özlemişim sanırım, burası bana çok iyi geldi.

En iyi bildiğim yer Lalezar Restaurant'ın bahçesinde bu sefer çocuklarımızla uzun uzun güneşin, çimlerin keyfini sürdük. Daha erken gelmiş olsaydık ve haftasonunun yoğunluğu olmasaydı bütün günü burada geçirebilirdik. 
Edirne' ye yolu düşenler buraya uğramayı unutmamalı. Tarihi yerlerini gezin görün, ciğer seviyorsanız ciğer tava yiyin, sonra Meriç Nehri' nin kıyısında bir mola verin. Burası için çok plan yapmaya gerek yok. Alın çayınızı gazetenizi nehirin sakinliğini izleyin. Huzur veriyor insana! Ama giderken benim gibi fotoğraf makinanızı almayı unutmayın, pişman olursunuz. 

Yine de olabildiğince çok fotoğraf çekmişim.. Fikriniz olsun diye işte bir kaçı..










Nede olsa memleket işte. Bir başka seviyorum buraları:)

Geçen günlerin ardından..

Posted by Burcu U.Ç. on 26 Mayıs 2014 Pazartesi.
No Comments »

Son günlerde yaşananların üstüne yazıp yazmamakta kararsızdım. Soma' da yaşanan 'maden facia' sı için hala çok üzgün ve kızgınım. Olup biteni yaşananları hazmedemiyorum. Gördüklerim, dinlediklerim, okuduklarım bana fazlasıyla 'ağır' geldi bu olayda.

İhmal, iş güvenliğinin olmaması, kötü çalışma şartları, sosyal güvencesi olmadan çalıştırılan yüzlerce emekçi, madenle birlikte evi ocağı çöken hayatlar, babasız evlatsız kalanlar ve daha fazlası!!! O kadar çok konu var ki tartışılacak. Nereden başlanır ne kadarına çözüm bulunur bilemiyorum. Bildiğim hissettiğim tek şey endişe. 21. yüzyılda teknoloji bu kadar ilerlemişken yaşanan facianın boyutu beni bir kez daha endişelendirdi. Nasıl bu kadar eksik olur nasıl bu kadar yetersiz olunur aklım almıyor. Bu konu çok derin hatta ibretlik!!
Benim elimden gelen tek şey yardım kampanyalarını takip etmek ve mümkün olduğunca duyurmak. Küçükte olsa uzun vadeli yardımların daha doğru olacağını düşünüyorum. 
Günler zalimce gelip geçiyor..Gündem değişiyor. Ama acılar çok taze aslında!

Artık Soma denince aklımda 2 kare canlanıyor..

Gözü yaşlı emekçiler!!!



Ve çocukları...



Bumerang dan Erken Anneler Günü Kutlaması

Posted by Burcu U.Ç. on 10 Mayıs 2014 Cumartesi. Filed under: , ,
No Comments »

Hemen sıcağı sıcağına bugünle ilgili detayları yazmak istedim. Canım arkadaşım Yeşim'in _yani Nil's Mum ın:)_ konuşmacı olarak katılacağını öğrenince soluğu Bumerang Network ün düzenlediği Anneler Günü Şenliği'nde aldık. Her ne kadar hava muhalefetinden etkilensekte geçirdiğimiz 2 saat çok keyifliydi.

Sonuna yetişebildiğim ilk kısımda Gazeteci& Köşe Yazarı Yonca Tokbaş'ın içtenlikle, heyecanla anlattığı anıları ve Pozitif Ebeveynlik Uzmanı sevgili Tansu Oskay'ın ebeveynliğe dair verdiği ipuçları yer aldı. 



Anneler Paneli kısmında ise bir çoğumuzun takip ettiği blogger anneler Nil's Mum, Komirra ve Hassas Anne bloglarıyla ilgili merak edilenleri yanıtladılar.



Duru'yla koştururken kaçırdığım kısımda da Hamile Eğitmeni Esra Ertuğrul, Astrolog Şenay Yangel ve Doğum&Hamilelik Terapisti C.Züleyha Aydın çeşitli konularda bilgiler paylaştılar.
Bir çok markanın da yer aldığı Anneler Günü Şenliği'nde çocuklar da biz de güzel bir gün geçirdik. Trendyol un hediye çekleriyle de kendimize minik anneler günü hediyeleri seçeceğiz.Her detayı düşünen Bumerang Network ekibine tekrar teşekkürler.

Bu yılki anneler günümü çalışarak geçireceğim malesef. "Sağlık olsun yine kutlanır!." diyerek teselli ediyorum kendimi. Hayatı güzelleştiren kadınların annelerimizin anneciğimin günü kutlu olsun. 
Canım annem, en kıymetlim!! sonsuz desteğin her zaman üzerimde olan elin için, duaların için minnettarım. Seni çok seviyorum. Anneler Günün kutlu olsun!!



Beylerbeyi Sarayında haftasonu kahvaltısı

Posted by Burcu U.Ç. on 9 Mayıs 2014 Cuma. Filed under: , ,
No Comments »

Baharın gelmesiyle tüm çocuklu aileler gibi bizimde açık hava planlarımız hız kazandı. Sahil kenarları, parklar, çay bahçeleri artık neresi olursa atıyoruz kendimizi sokağa. Eğer kalabalık bir grupla plan yapacaksak kahvaltı bizim en keyif aldığımız kısım☺️ Çocuklar koşuşup eğlenirken biz de haftanın yorgunluğunu atıyoruz üzerimizden.


Değişik bir mekan arayışındaysanız ve bizim gibi hafta sonunuz erken başlıyorsa bir de Beylerbeyi Sarayı'nı deneyin derim. İstanbul'un en görkemli tarihi eserlerinden biri olan Beylerbeyi Sarayı'nın kafeteryasında harika boğaz manzarasında kahvaltı yapabilirsiniz. Çok detaylı bir sofra hayal etmeyin, kararında sade bir kahvaltı tabağı hazırlamışlar. Oldukça makul fiyatlı. Kahvaltı tabağı sizi doyurur mu bilmem ama sarayın ve boğazın güzelliği insanda iştah falan bırakmıyor. Adeta büyüleyici, alıp sizi o yıllara götürüyor.

Oraya kadar gitmişken yemyeşil bahçesini ve sarayın içini gezmeden ayrılmayın. Saat başı rehberli turlar düzenliyorlar. Tek başınıza gezemiyorsunuz. Anneler günü yaklaşmışken değişik bir fikir olabilir belki.

Henüz gitmeyenler ve merak edenler için geçen haftadan bir kaç fotoğraf..









Beylerbeyi Sarayı ve diğer tarihi mekanlar için millisaraylar.gov.tr den detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. 

Bahar gelmiş buralara..

Posted by Burcu U.Ç. on 1 Mayıs 2014 Perşembe.
No Comments »

Uzuuun bir aradan sonra 1 Mayıs la birlikte bu gün yeniden dönüş olsun istedim. Sanırım kendimi hazır hissediyorum. Artık Duru' nun büyümesiyle daha rahatım. Kendime, etrafıma daha çok vakit ayırabiliyorum.

Gördüklerimi, etkilendiklerimi, faydalı olabileceğini düşündüklerimi, beğenmediklerimi yaşadıkça, vakit buldukça paylaşmak istiyorum. 
Doğru gün bu gün olsa gerek..:)
Bu günden bir fotoğrafla tekrardan herkese MERHABA!.





9 Aylık Bebek Neler Mi Yapar? Buyurun Okuyun!!!

Posted by Burcu U.Ç. on 26 Kasım 2011 Cumartesi. Filed under: , , , ,
1 Comment

Her ay olduğu gibi bu ay da ben yine internet başında Duru' nun aylık gelişimini araştırırken bu yazıyı yazmam gerektiğine karar verdim. Duru'm, bebeğim artık 9 aylık oldu. Ama gelin bir de bana sorun(!) Diken üstündeyim. resmen.. Gün içinde kafasını kaç kere vuruyor, kaç kere ellerini sıkıştırıyor, kaç kere düşüyor saymak mümkün değil. Abartan bir anne olmamaya gayret ediyorum ama bu çocuk cidden çok hareketli ve oldukça yaramaz!! 9 aylık bebeklerin gelişimini maddelemek gerekirse bizim halimiz de aşağıdaki gibi.. :)

Motor-Fiziksel Gelişimi
  • Uzun süre kendi başına oturabilir, eli doluyken emekleyebilir, tutunarak ayağa kalkabilir ve tekrar geri oturabilir: Duru neredeyse 2 aydır emekleme işini yaladı yuttu. 1 aydan beridir de tutunup rahat rahat kalkabiliyor, kalktığı yere geri dönmeyi de öğrendi. Öğrendi öğrenmesini de tüm ağlamalar zırlamalar da bu yüzden oluyor. İnsan gün boyunca hiç mi yorulmaz, hiç mi bıkmaz arkadaş? Anlamıyorum. Ben yoruluyorum izlemekten ama Duru yorulmuyor. Bir bakmışsın dikilmiş bir yerlere bakıp duruyor.. Erken yürüsün diye de merakım yok vallahi, beklesin biraz daha yahu, yetişemiyorum bu kadar harekete..
  • Sesleri taklit eder, öğrendiklerini gösterir, ellerini parmaklarını iyice kontrol edebilir nesneleri kavrayabilir: Ne güzel geçen ay sevinmiştim güzel güzel heceleri söylüyor diye. Ne olduysa 2 haftadır heceleri unuttu seslere merak saldı.. ba-ba-ba, de-de-de, mam-ma lar nispeten azaldı. Başta gıcık olsamda üzülmüyorum.uuuu-uuu, aaa-aa seslerle parmak havada bir şeyler anlatmaya çalıştığının farkındayım çünkü. El sallıyor ya bitiyorum. Düşününce çok basit bir durum ama farkında olarak yapması insanı keyiflendiriyor. Duru gösteri yapmaktan hoşlanmıyor, bu kesin. Biri geldiğinde ''Hadi el salla, hadi alkış yap..''dedin mi hiç ilgilenmiyor. Ellerini de ilk doğduğundan beri iyi kullandığını düşünüyorum. Hatta sırf bunun için yenidoğan zamanında eldiven kullanmadım. Hep hissetmesini, ellerimi tutmasını istedim. Tutsun, hiç bırakmasın!!
Sosyal Gelişimi
  • Oyuncaklarını benimser, sevdikleriyle birlikte oyun oynamaktan keyif alır, öğretildiğinde küplerle blog yapabilir ve kutusuna doldurabilir: Bu oyuncak benimseme meselesi bu ay gerçekten çok arttı. Hele ki bir Ayşe' miz var, görmelisiniz evlere şenlik. Resmen işkence ediyor, bizden kıskanıyor. Bebeğiyle konuşmaya başladık mı ne yaparsa yapsın bırakıp geri geliyor. Yalnız oynadığını hiç görmedim ancak yasak bir işin peşindeyse sesi çıkmıyor, onun dışında odada yalnız kalınca kıyametler koparır. Küp, lego konusuna henüz gelemedik. Evde var aslında ama henüz cesaret edemedim doğrusu. Çünkü ne bulursa ağzına sokuyor dişlerini kaşımak için. Sonrada canı yanıyor tabi. Ama araştırmalıyım belki yumuşak küpler vardır da ben görmemişimdir.
  • Diğer çocuklara karşı daha ilgili, daha duyarlı olur, çevresindekilerin genel ruh halini anlar ve ona göre davranır: Duru'cuk bir değişik seviyor çocukları. Çığlık ata ata, saldırarak. Korkutuyor bazen hem çocukları hem beni. Aslında sevindiği için yapıyor ama sanki zarar verecekmiş gibi davranıyor. Öpüldüğü, boğuşulduğu zaman hiç sesini çıkarmıyor,çok memnun farkında sevildiğinin. Ama henüz kızmaları anlamıyor galiba ya da işine gelmiyor. Ne zaman ''yapma..!!'' desek umurunda olmuyor.
  • Kendi kaşığını tutabilir ama henüz kullanamaz: Bu ay ödevimiz bu konu üstüne. Doktorumuz der ki ''Duru artık akşam yemeklerinde kendi yemeye çalışmalı, en azından kaşık tutmayı iyice öğrenmeli''. Gerçi bunun haberini geçen ay vermişti ama ben pek dikkate almamıştım. Ne yalan söyleyeyim hiç işime gelmedi. İyiydik biz böyle. Acıktımı gayet güzel silip süpürüyor. Zaten haftasonu kahvaltılarında hep yanımızda bizimle beraber salatalık,havuç,ekmek gibi zararsız,tehlikesiz şeyleri kemirip duruyor. Ama artık bir adım öteye geçiyoruz. Makarnalar, pilavlar, köfteler yapıp vermeliymişim. Ayy Duru bayılacak buna biliyorum..Yemek için değil ama oynamak için. Parçalayıp yere atıyor.. Şimdilik çözümü mama sandalyesinin altına koca bir örtü sermekte buldum. Bakalım ilerde neler olacak?
Algısal-Zihinsel Gelişimi

  • Saklanan eşyaları fark eder, oyunun tekrarından sıkılır, önceki oyunları hatırlar: Geçtiğimiz günlerde oyuncaklarından birini battaniyesinin altına biraz fark ettirerek sakladım. Acaba ne yapar diye düşünürken dalga geçer gibi oyuncağı çıkardı, döndü gitti. Bir daha da yapmadım :) Bu Duru için oyun sayılmıyor anladım. Oyun oynatmak ilk yarım saat belki 1 saat süper. Daha sonra sıkıcı olabiliyor. Devamlı değişiklik istiyorlar. Aynı oyuncakla dakikalarca oynamıyor mesela. Hatta şu son zamanlarda oyuncaklarla oynamak yerine etrafı, çekmeceleri karıştırmayı tercih ediyor.
  • İsmini duyduğunda dönüp bakar, komutları anlar, istediklerini işaret eder: Bu kısım tamamen keyfine bağlı. Canı isterse bakıyor, duyuyor, canı istemezse istersen 10 kere söyle hiç duymuyor.. Mama sandalyesine oturtmayı da sırf bu yüzden sevmiyorum. Oyalansın diye verdiğim ne varsa hepsini yere atıp arkasından viyaklıyor..
Daha ne demeli ki?

İş bu durum bildirir rapordur..:)
Sevgiler..